Hayattan tat alamıyorum

Ah ah biliyorum be Abi ben bu kızları bir türlü çözemedim gitti neyse kendileri kaybederler 😹🤣😅🥲🤝
Kadınları çözmek için uğraşma, amaçları da bu zaten. Bırak onlar seni çözmeye çalışssın! O zaman seni daha çok kafaya takarlar!
Kadınlara karşı asla dürüsüt olma! Kadınlar yalanlara bayılır, yalan olduğunu bildikleri halde. Çünkü, kadınlar inanmak istiyor.
O yalanın bir gün gerçekleşmesini umarak hayatlarını yaşarlar. :)

Dürüst olursan, çekiçiliğini kaybedersin.
Evleneceğin kadına karşı dürüst olursun, o ayrı.
 
Bu aşk daha doğrusu sevgili er yada geç olur diye düşünüyorum herkese uygun insanlar var sonuçta bir gün ben onu o da beni bulacak... 🥲
Sen burada bizimle yazışırken, kapını Adriana Lima çalmayacak herhalde. :ROFLMAO:

Harekete geç!
Yarın okulda hoşlandığın bir kıza hemen açıl!
Erkek arkdaşlarına ayırdığın parayı, zamanı, ve emeği kadınlara ver.
Amacına ulaştıktan sonra da erkek arkaşlarınla yine takılırsın, denge kur.
 
Sen burada bizimle yazışırken, kapını Adriana Lima çalmayacak herhalde. :ROFLMAO:

Harekete geç!
Yarın okulda hoşlandığın bir kıza hemen açıl!
Erkek arkdaşlarına ayırdığın parayı, zamanı, ve emeği kadınlara ver.
Amacına ulaştıktan sonra da erkek arkaşlarınla yine takılırsın, denge kur.
Elektronik teknisyeni sıtajerlik okulunda kız ne arar abi🥲😅🤣 biz 20 erkek takılıyoruz 😅🤣😹
 
Sen burada bizimle yazışırken, kapını Adriana Lima çalmayacak herhalde. :ROFLMAO:

Harekete geç!
Yarın okulda hoşlandığın bir kıza hemen açıl!
Erkek arkdaşlarına ayırdığın parayı, zamanı, ve emeği kadınlara ver.
Amacına ulaştıktan sonra da erkek arkaşlarınla yine takılırsın, denge kur.
Ya çalarsa Abi 😁🤣😅 hayat bu ne olacağını kimse bilemez 🥲😹 boşuna dememişler hayat sürprizlerle dolu diye 👀😅
 
Her zaman takıldığınız kafedeki garson kıza açıl. :)
Güler yüzlü olmayı unutma!


Çalmaz ve sen bu umutla yaşamaya devam edersin. :)
Her zaman takıldığımiz bir kafe olsa keske ve Abi bizim buralarda yok öyle yerler maalesef maa geçenlerde radarıma komşu kızı girdi şanıma oda Portekizli 😅😀😁🤣 bakalım bir yalnız denk getirir isem birşeyler olabilir gibi geçenlerde beraber vakit de geçirdik 😀👀
 
Her zaman takıldığımiz bir kafe olsa keske ve Abi bizim buralarda yok öyle yerler maalesef maa geçenlerde radarıma komşu kızı girdi şanıma oda Portekizli 😅😀😁🤣 bakalım bir yalnız denk getirir isem birşeyler olabilir gibi geçenlerde beraber vakit de geçirdik 😀👀
Maalesef o günden beri bir türlü denk gelemedim kızla...
 
Her zaman takıldığımiz bir kafe olsa keske ve Abi bizim buralarda yok öyle yerler maalesef maa geçenlerde radarıma komşu kızı girdi şanıma oda Portekizli 😅😀😁🤣 bakalım bir yalnız denk getirir isem birşeyler olabilir gibi geçenlerde beraber vakit de geçirdik 😀👀
Kıza kahve teklif et ama dışarıda olsun. Zaten biraz konuşursanız; daha rahat hareket emteye başlarsın. konu-konuyu açar. :)
 
Kıza kahve teklif et ama dışarıda olsun. Zaten biraz konuşursanız; daha rahat hareket emteye başlarsın. konu-konuyu açar. :)
Abi şöyle diyeyim ben Bir eşek olduğum için kızın numarasını almadım 🥲 kızı da bir Türlü tek başına yakalayamıyorum 🙃
 
Merhabalar

Bir kaç gündür hayattan tat alamıyorum.

Depresyon gibi birşey yaşıyorum.
Sürekli canım sıkılıyor ve bir bunaltı var üstümde.

Hayatım son zamanlarda çok sıkıcı geçiyor zaten

Yat, Kalk, Işe git gel sonra yemek ye odana çık bilgisayar oyna, yatmadan önce birşeyler izle ve sonra da yat şeklinde geçiyor

Ve bu düzenden bir türlü kurtulamıyorum
Sürekli böyle olması gerekiyor gibi bir his var içimde. Son zamanlarda kilo da aldım malum 0 hareket + çok yemek= kilo sın zamanlarda her zaman başım ağrıyor ve miğde bulantısı hissi var ve ne yaparsam yapayım çok sıkıcı geliyor

Sizce bu döngüden kurtulmak için ne yapabilirim? Hayattan tat almayı unuttum resmen...
Merhaba @Memetcandal kardeşim,

Bilmeni isterim. Yazdığını ve altına yazılanları sonuna kadar okudum. Öncelikle kolaylıklar dilerim. Ülke dışında okumak herkese çok havalı gelir ama sen onu bir de okuyana sor, ne çektiğini ancak onlar bilir. Bursla okudum. Para derdim bile yoktu ama imanım gevredi yemin ederim. Allah sana da kolaylık versin.

İlk mesajınnda yazdıkların gösteriyor ki zaten sıkıntı patolojik boyuta ramak kalmış. Haklısın oradaki doktorlar bezdirirler, zaten uzmanı görebilmen için ne kadar zaman geçer kim bilir. İlaç desen orada adetle veriliyor zaten. Doktor yazmadan almak imkansız. Psikologdan da çok ümit bekleme derim.

Açık konuşayım sana. Aşk konusundaki yazdıkların anatilik zekanın yerinde ve etkin olduğu, durumunu fark edip net anlatabilmen de içgörünün hala yerinde ve sağlam olduğunu gösteriyor.

Ben kaç tane psikyatri kliğinde kaç yıl yattım, kaç kere ekt oldum artık unuttum. Halen de tomarla ilaç içerim. Yüzde 90 üstü engelliyim. Tedavi edilemeyen, ilaca dirençli depresyon, grand mal epilepsi .... hastasıyım.

Yazdıklarına benzer ama daha kapsaamlı fikirlerim vardı. Birgün annem ve babam tatilde iken biz ablamla evdeyiz. Ablamla sohbet ederken başladım konuşmaya. Aslında ne kadar boş bir hayatımız var değil mi abla diye......girdim. Sordu, anlattım. Ertesi sabah kalktığımda babamlar acil olarak dönmüşlerdi. Beni doktora götüreceklermiş. Sonra ipin ucu çektikçe geldi. Bu işin kişiye kalan kısımları da var kişiyi aşan kısımları da. Bazı noktalarda sevmesen de daha kötü olmamak için tıbbi olarak destek alıp ilaç kullanmak mecburiyetinde kalıyorsun. Bu beyin öyle bir yapıya sahip ki, tam mekanizmasını anlasan insanlığı kontrol edersin.

Frontal lob denen bir bölgesi var. Reseptörlerin çoğu orada. Özelillkle bu mutluluk hormonunu algılayıp işlem yapanlar orada. Bu şerefsizlerin kendini kapatacağı tutuyor. Sen damardan serumla full mutluluk bas. Alacak yer kapalı olunca anlamı olmuyor. Bu noktada tıbbi yardım şart oluyor o da yardım edebilirlerse.

Benzer tarafımız çokmuş. Karamsarlık ile gerçekçilik arasında fark vardır, ikiisinin arasındaki farkı anlamaya da ......denir derdim doktorlara hep. Maalesef yaşadığımız dünya bahsettiğin gibi işe git, gel.......rutinler döngüsü. Bu kapitalist bir gerçeklik. Bunu anlamak, en azından bunun insanı rahatsız etmesi grrektiğini fark etmek bile insanı olarak çok büyük bir erdemdir. Bu rutine sahip olmak için bir tarafını yırtanlar var.

Seni yüzde 100 olmasa da anladım. Bende epilepsi öncesi bisiklet sporu yapardım. Ama öyle böyle değil. Kamplar, turlar, parkurlar, yarışlar. Epilepsi ağırlaşıp bisiklet tepesinde nöbet geçirene kadar bırakmadım. En sıkıntılı zamanımda işten eve geldiğimde saat 8 oluyordu. Hemen giyinip çıkardım. Gece 1'e kadar sürüp dönerdim. Çok rahatlardım. Sana tavsiyem bisiklete odaklan. Seviyorsun belli. Ama elektrikli bizi bozar. Sen yine de kullan tabii ama yokuşta aç. Düzlükte kendin bas. Mesela bisikletini komple söküp takarbilir misin? Bir dene. Atına bakarsan atın seni uzun yolda rahat ettirir. Bike Fit sistemini araşttır, öğren. Bisikletini vucuduna göre şekillendir. Sonra bir çadır bir uyku tulumu ile eurobike rotalarından istediğin gibi takıl. 50 ile başlarsın. Zamanla artarda artar. Strava uygulamasını indir. O seni gaza getirir. Bisiklet ve sen varken her şeyi sil kafandan etrafına bak. Havayı dert etme. Biz ne havalarda nerelerde sürdük. Bir bisiklet yağmurluğuna bakar. Sevdiğin şeyi tutkun yapmaya çalış.

Temel prensip; Einstein'in de dediği gibi, fizik kanunları gereği bisikletin dengede kalması için ilermesi gerekir, teker dönmeden dengede kalamazsın yani. Bunu unutma. O nedenle kendini sevdiğin şeylere zaman ayırarak ilerlet. Zorunluluklar hariç. Okul, ders,proje dışında yani. Baktın olmuyor. Hala ters giden bir şeyler var ya da durum kötüleşiyor, o zaman taktik değiştirmek gerekecek tabii ama dünyanın en kral doktoru bulsan da iş sende bitiyor. Tecrübe ile sabittir.

Bisiklet seviyorsan yoğunluk ver. Spor çok önemlidir. Yapmayana bile yaptırılır. Tıbbi izahı var. Sevip de yapıyorsan dereceyi yükselt. Hangi coğrafyadasın bilmiyorum ama önemli bir etken de güneş ışığıdır. Kuzey ülkelerinde öncül koruma ve tedavi olarak güneşteki günlük lümen değerini sağlayan lambalar kullanırlar insanlar evinde. Akşamları o ışığın altında sevdikleri şeyleri yaparlar. Güneş önemli. Uyku da çok önemli. Spor artarsa uyku kaliten de artar.

Tekrar geçmiş olsun. Sağlıkla kal.
 
Merhabalar

Bir kaç gündür hayattan tat alamıyorum.

Depresyon gibi birşey yaşıyorum.
Sürekli canım sıkılıyor ve bir bunaltı var üstümde.

Hayatım son zamanlarda çok sıkıcı geçiyor zaten

Yat, Kalk, Işe git gel sonra yemek ye odana çık bilgisayar oyna, yatmadan önce birşeyler izle ve sonra da yat şeklinde geçiyor

Ve bu düzenden bir türlü kurtulamıyorum
Sürekli böyle olması gerekiyor gibi bir his var içimde. Son zamanlarda kilo da aldım malum 0 hareket + çok yemek= kilo sın zamanlarda her zaman başım ağrıyor ve miğde bulantısı hissi var ve ne yaparsam yapayım çok sıkıcı geliyor

Sizce bu döngüden kurtulmak için ne yapabilirim

Yapılan bir araştırmaya göre kadınların en mutlu yaşadığı
Merhabalar

Bir kaç gündür hayattan tat alamıyorum.

Depresyon gibi birşey yaşıyorum.
Sürekli canım sıkılıyor ve bir bunaltı var üstümde.

Hayatım son zamanlarda çok sıkıcı geçiyor zaten

Yat, Kalk, Işe git gel sonra yemek ye odana çık bilgisayar oyna, yatmadan önce birşeyler izle ve sonra da yat şeklinde geçiyor

Ve bu düzenden bir türlü kurtulamıyorum
Sürekli böyle olması gerekiyor gibi bir his var içimde. Son zamanlarda kilo da aldım malum 0 hareket + çok yemek= kilo sın zamanlarda her zaman başım ağrıyor ve miğde bulantısı hissi var ve ne yaparsam yapayım çok sıkıcı geliyor

Sizce bu döngüden kurtulmak için ne yapabilirim? Hayattan tat almayı unuttum resmen...
Nevrotik hastalıklar şehir hastalıklarıdır. Oysa köylerde bu tür rahatsızlıklar—sözüm ona depresyon ve benzeri nevrotik tablolar—neredeyse hiç bilinmez. Yapılan araştırmalara göre özelliklede kadınların en uzun yaşadığı ve kendilerini en mutlu hissettikleri yerler köylerdir. Bu bir mucize değil; tabiatın sihirli gücünün sonucudur.

Şehirlerde yoğun trafik, kalabalık içinde yalnızlık, stres, bozuk ve hormonlu gıdalar, yapay ilişkiler insanı mutlu edemiyor . İşte bu nedenle : “Medeniyetin bedeli nevrotik hastalıklardır.”

Gökdelenler, dar sokaklar, asfalt yollar, alışveriş merkezleri ve sahte ilişkiler insanları mutlu ve tatmin etmiyor; tam tersine depresyona daha yatkın hale getiriyor. Oysa doğada yaşayanlarda bu sorunlar neredeyse yoktur.

Bilgili ve bilinçli doktorlar, tedavi sürecinde insanları yeniden doğaya yönlendirir. Bu yüzden birçok rehabilitasyon merkezi orman içinde, doğayla iç içe inşa edilir. Kuş sesleri, çayır çimen, böceklerin cıvıltısı, ormanın dinginliği… Tüm bunlar insan ruhunu onaran unsurlardır.

Sonuçta doğa bize şunu söyler: İyileşmek için tekrar tabiata dönmelisiniz.

Sigmund Freud’e atfedilen söz de tam olarak bunu vurgular:

> “Medeniyetin bedeli nevrotik hastalıklardır. Gökdelenler, alışveriş merkezleri, asfalt yollar, yapay gıdalar sizi mutlu edemeyecektir. Ve sonunda iyileşmek için yine doğaya döneceksiniz.”
 
Sonra da arkamda kalanlar başlar çok iyi bir çocuk du çok severdik başımız sağolsun demeye🤣😅😸😹
Mehmet, umarım sana bu gece verdiğim gazla durumu bu şekil algılamamışsındır!
Düzgün şekilde iletişim kur kızla!

Mehmet, Portekizli Kız ve Çetesi ( Temsili)
Sonuna kadar izle! :ROFLMAO:

 

Geri
Üst