YENİ NESİL BİLMEZ

ESKİDEN!!!...
Televizyon karıncalı, insanlar netti
Dertlinin derdi, dertsize dertti

Evcilik oyunu,oyundan ibaretti

Eskiden hayat daha güzeldi…

******************************

Komşunun evi, herkesin eviydi

Veresiye defteri yoksulun cebiydi

Her semtte yalnız bir kişi deliydi

Eskiden hayat daha güzeldi…

********************************

Büyüklere saygı,hürmet çok büyüktü

Şimdi büyükler boynunu büktü

Elmalar elma,erikler erikti

Eskiden hayat daha güzeldi…

******************************

Köyler, şehirlerden farklıydı

Gelinler utangaç, duvaklıydı

Damlar kiremitli,sokak kavaklıydı

Eskiden hayat daha güzeldi…

********************************

Her kapıda ikram edilen su vardı

Kavunun, karpuzun kokusu vardı

Çocuklarda bile Allah korkusu vardı

Eskiden hayat daha güzeldi…

***********************************

Doyardık, ekmeğe sürülen salçayla

Kumaşçı teyzeler gezerdi bohçayla

Yastık altını değişmemiştik bankayla

Eskiden hayat daha güzeldi…

*******************************

Eksik olmazdı evde yatılı misafir

Hasta etmezdi ne çamur, ne kir

Zenginden daha çok gülerdi fakir

Eskiden hayat daha güzeldi…

********************************

Nineler göz nuru kazak örerdi

Abiler eskiltir, kardeşler giyerdi

Mahalle dünya kadar bir yerdi

Eskiden hayat daha güzeldi…

*******************************

Diziler bile mahalleyi anlatırdı

Dönmeyen asker mahalleyi ağlatırdı

Jeton sarı sarı,mektup satır,satırdı

Eskiden hayat daha güzeldi.

********************************

Kavgalar nadir,küskünlük yoktu

Evler sobalı,merdiven altı kömürlüktü

Pantolon yamalı,nikahlar ömürlüktü

Eskiden hayat daha güzeldi…

1000028775
 
Yeni nesil bilmez bi ara ülkemizde 2 sene youtube kapalıydı. Ktunnel’den girip evanescence dinleyip çıkardık

1736138144141
 
YAŞI 60/75 ARASI OLANLAR...

Bir solukta okuyacağınız çok güzel bir yazı.
Hepsi şahsına münhasır özel üretilmiş, yokluklar içinde yetişmiş yaralı bir nesil…

PEKİ KİM BUNLAR?
1945 ile 1970 yılları arasında bu dünyaya merhaba demiş en genci 60, en delikanlısı 70 yaşında HALA 18’LİK DELİ TAYLAR GİBİ İDEALLERİNİN PEŞİNDEN KOŞAN HESAPSIZ BİR NESİL..?
Hiçbirinin altına hazır bez bağlanmamış…
Şeker çuvalından pantolon, canik lastikten ayakkabı giymiş…
Okulda ABD süt tozu içirilerek beslenmiş, bir garip nesil…
Hiçbirinin renkli çocukluk resmi olmamış…
Hatta hiç bebeklik çocukluk resmi olmamış…
Hiç biri kreş, dershane, özel okul görmemiş…
Ama hepsi ders verecek kadar bilgi sahibi...
Harp görmüş, darp görmüş…
En azı 5 ihtilal, 6 muhtıra, 7 post-modern darbeden sağ salim paçayı yırtmış…
En azı 10 ekonomik krizden nasibini almış…
Tecrübe abidesi yoklukla terbiye edilmiş, direnç abidesi bir nesil...
Ne yaptıysa yoluyla yordamıyla kendi meşrebine uygun ahlakına yakışanı yapmış.
68’liler de 78’liler de bu neslin deli tayları, ipe sapa gelmeyen savaşçıları,
Bunlar bu neslin üretim harikası mı yoksa üretim hatası mı tartışılır ama bu neslin istisnasız tamamı karşılıksız hesapsız bu vatanı sevmiş…
1950 ve 1970 yılları arasında doğanlar gerçekten özel üretim, çoğu yatılı okumuş, kardeşlik ve paylaşma duygusu zirve yapmış…
Çok kitap okumuş, en azı liseyi bitirmiş, hayatı yaşayarak öğrenmiş…
Çoğu simitçilik, olmadı ayakkabı boyacısı, tamirci çırağı, inşatta amelelik, pazarcılık hamallık yaparak okul harçlığını çıkarmıştır…
Ne ailesine ne devletine ekonomik yük olmamış, geneli bir baltaya sap olmuştur…
Muhanete muhtaç da olmamış, ezilmiş ama ezik kalmamış.
Dik durmuş dikleşmemiş kendi şahsına münhasır özel bir nesildir…
Görevini, sorumluluğunu bilen… Onuru için bir pireye bir yorgan yakan, öfkeli hırçın bir acayip nesil bu 1950 ile 1970 yılları arasında doğanlar…
İyi bakın, bunlar bu son kalan kadife ye sarılmış çelik yumruk misali yumuşak gözüküp indiği yeri dağıtan bu özel neslin öfkesinden sakının.…
Bunlara iyi bakın, Çünkü bunların nesilleri tükenmek üzere…
Bunların üretimi sonlandı…
Kullanım sureleri doldu, tedavülden kalkıyor…
Neden bu nesil özel biliyor musunuz..?
Bu neslin üzerinden silindir gibi devlet geçti…
Dozer gibi dünya milletleri geçti…
Hayat bu nesli sınadı, ama tüketemedi…
Bu nesil, ihanetin acısını, dost hançerinin sancısını, ölümüne yoldaşlığı, mezara kadar arkadaşlığı bildi…
Dostu için can vermeyi de, son lokmayı paylaşmayı da, sadakati de vefayı da bildi…
Bu nesil, katı, aksi, deli, serttir…
Onun için1950 ile 1970 yılları arasında doğmuş, hala inadına yaşayan, ana baba, amca, dayı, teyze, hala, yenge dede anneanne babaanne her neyiniz varsa değerini bilin..!
Çünkü bunlar elinizdeki son değerli hazinelerinizdir…
Oturun onlarla konuşun, dinleyin onlardan geçmişi öğrenin.
Sonra arar da bulamazsınız…
Çünkü onlar yakın tarihin son canlı kaynak kişileri, her biri iki ayaklı sözlü yakın tarih kitabıdır..

Mevlut Kaleli
 
YAŞI 60/75 ARASI OLANLAR...

Bir solukta okuyacağınız çok güzel bir yazı.
Hepsi şahsına münhasır özel üretilmiş, yokluklar içinde yetişmiş yaralı bir nesil…

PEKİ KİM BUNLAR?
1945 ile 1970 yılları arasında bu dünyaya merhaba demiş en genci 60, en delikanlısı 70 yaşında HALA 18’LİK DELİ TAYLAR GİBİ İDEALLERİNİN PEŞİNDEN KOŞAN HESAPSIZ BİR NESİL..?
Hiçbirinin altına hazır bez bağlanmamış…
Şeker çuvalından pantolon, canik lastikten ayakkabı giymiş…
Okulda ABD süt tozu içirilerek beslenmiş, bir garip nesil…
Hiçbirinin renkli çocukluk resmi olmamış…
Hatta hiç bebeklik çocukluk resmi olmamış…
Hiç biri kreş, dershane, özel okul görmemiş…
Ama hepsi ders verecek kadar bilgi sahibi...
Harp görmüş, darp görmüş…
En azı 5 ihtilal, 6 muhtıra, 7 post-modern darbeden sağ salim paçayı yırtmış…
En azı 10 ekonomik krizden nasibini almış…
Tecrübe abidesi yoklukla terbiye edilmiş, direnç abidesi bir nesil...
Ne yaptıysa yoluyla yordamıyla kendi meşrebine uygun ahlakına yakışanı yapmış.
68’liler de 78’liler de bu neslin deli tayları, ipe sapa gelmeyen savaşçıları,
Bunlar bu neslin üretim harikası mı yoksa üretim hatası mı tartışılır ama bu neslin istisnasız tamamı karşılıksız hesapsız bu vatanı sevmiş…
1950 ve 1970 yılları arasında doğanlar gerçekten özel üretim, çoğu yatılı okumuş, kardeşlik ve paylaşma duygusu zirve yapmış…
Çok kitap okumuş, en azı liseyi bitirmiş, hayatı yaşayarak öğrenmiş…
Çoğu simitçilik, olmadı ayakkabı boyacısı, tamirci çırağı, inşatta amelelik, pazarcılık hamallık yaparak okul harçlığını çıkarmıştır…
Ne ailesine ne devletine ekonomik yük olmamış, geneli bir baltaya sap olmuştur…
Muhanete muhtaç da olmamış, ezilmiş ama ezik kalmamış.
Dik durmuş dikleşmemiş kendi şahsına münhasır özel bir nesildir…
Görevini, sorumluluğunu bilen… Onuru için bir pireye bir yorgan yakan, öfkeli hırçın bir acayip nesil bu 1950 ile 1970 yılları arasında doğanlar…
İyi bakın, bunlar bu son kalan kadife ye sarılmış çelik yumruk misali yumuşak gözüküp indiği yeri dağıtan bu özel neslin öfkesinden sakının.…
Bunlara iyi bakın, Çünkü bunların nesilleri tükenmek üzere…
Bunların üretimi sonlandı…
Kullanım sureleri doldu, tedavülden kalkıyor…
Neden bu nesil özel biliyor musunuz..?
Bu neslin üzerinden silindir gibi devlet geçti…
Dozer gibi dünya milletleri geçti…
Hayat bu nesli sınadı, ama tüketemedi…
Bu nesil, ihanetin acısını, dost hançerinin sancısını, ölümüne yoldaşlığı, mezara kadar arkadaşlığı bildi…
Dostu için can vermeyi de, son lokmayı paylaşmayı da, sadakati de vefayı da bildi…
Bu nesil, katı, aksi, deli, serttir…
Onun için1950 ile 1970 yılları arasında doğmuş, hala inadına yaşayan, ana baba, amca, dayı, teyze, hala, yenge dede anneanne babaanne her neyiniz varsa değerini bilin..!
Çünkü bunlar elinizdeki son değerli hazinelerinizdir…
Oturun onlarla konuşun, dinleyin onlardan geçmişi öğrenin.
Sonra arar da bulamazsınız…
Çünkü onlar yakın tarihin son canlı kaynak kişileri, her biri iki ayaklı sözlü yakın tarih kitabıdır..

Mevlut Kaleli
"Onun için1950 ile 1970 yılları arasında doğmuş, hala inadına yaşayan, ana baba, amca, dayı, teyze, hala, yenge dede anneanne babaanne her neyiniz varsa değerini bilin..!". Forumdaşları da unutmayın 😀
 
1950'de doğan en gencimiz oluyordu genelde çünkü o zaman için huzurevine girilebilecek yaş o tarihte doğanlar için geçerliydi.

Kadınlar ya da bizim hitap ettiğimiz şekliyle "ebeler" erkeklere göre daha az konuşan ama 20 yaş bile yaşlı olsalar daha da dinç görünenler oluyordu. Gece uyumadan önce odasının kapısında beni bekleyip "Sen beni gör öyle uyiyim diye burada bekledim seni" diyen ebeleri hala özlüyorum. Muhtemelen şu anda yaşamıyor olsalar da.

Her biriyle sohbet etmek ve karşılıklı birşeyler öğrenmek harikaydı. İyisiyle ya da kötüsüyle bir şekilde zaman geçiyordu. Hele son zamanlarda gelen "Bocce oyunu" sonrası dinlenme salonunda birbirimizi yenmek için yuvarladığımız o taş toplarla geçen zaman tarif edilemez.

Nasıl ki normal hayatınızda ailenizden ya da birlikte zaman geçirdiğiniz insanlardan bir anda kayıplar yaşıyorsanız benim için bu kayıplar çok daha fazla olmuştur.
Fiziksel durumları nedeniyle sadece sayımda gördüğüm ya da her seferinde konuşup sohbet ettiklerimi bir anda gelen bir telefonla artık yaşamadıklarını gidip kendi gözlerimle görüp teyit etmem gerekiyordu. Yani son yolculuklarına çıkmadan önce biz vedalaşırdık baş başa.

Bu benim işimdi. Orada kalan ve çalışanların sorumluluklarıydı vazifem kuruluşu yönetmekle birlikte. Her seferinde aralıksız 24 saatimi orada yaşıyordum. Böyle olunca buna sadece iş olarak bakamıyorsunuz ve farklı bir aileniz daha olmuş oluyordu. Sürekli ailenize yenileri katılıp bazıları sizi terk ediyordu. Elinizde kalanlar ise onlarla az ya da çok geçirdiğiniz zamanların anıları oluyordu.

Kendimi bu konuda birçok insana göre şanslı hissederim. Çok şey öğrendim beyefendi ve ebelerden. Hiçbir şey günlük güneşlik değildi ya da herkes masum değildi ama hayat da zaten böyleydi.

Umarım karşılıklı alışverişlerimiz değerini korumaya devam eder.
 
1000029202-jpg.2643
 

Ekli dosyalar

  • 1000029202.jpg
    1000029202.jpg
    367.8 KB · Görüntüleme: 31
Yaşı elli ve üzerinde olan neslin, değişik geleneklerle iç içe bir gençliği olmuştur.

Geceleri dışarı sofra Örtüsü silkmenin ve kirli su dökmenin sakıncalı olduğunu söyleyen annesinin,
Gece ıslık çalınmaz, şeytanlar gelir diyen anneannesinin otoritesine karşı çıkmış babayiğit bulunur mu..!

Gece sakız çiğnemek ölü eti çiğner,gece aynaya bakmak,tırnak kesmek uğursuzluk sayılırdı..

içten gelen törensellikleri cahillik olarak değil, kaybedilmemesi gereken bir tradisyon aktarımı olarak görürlerdi.
Kafama bir örtü koyup, üzerinde tutulan su dolu çanağa kurşun döktüklerinde, duyduğum cazırtılar bitip de gün ışığına ulaştığımda, merakla bakmıştım tasın içerisine.

- Çatlamış bu oğlan nazardan, gözleri çıksın inşallah!..
Hepimizin bir nazar boncuğu vardı bir tarafımıza iliştirdikleri

Kafasının üzerine tuz çevrilip üzerine atılmayan kişi kalmamıştır o çağlarda.

Karnı ağrıdığında, beline atkı sarılıp üzerinde ütü gezdirilirken bilmem ne duası okunmayanların sayısı bir elin parmaklarını geçmez sanırım.

Hangi muskaların omuz başlarına çengelli iğneyle tutuşturulduğunu,
Komşu teyzelerle gidilen yatırlarda ağaçlara bağlanan çaputlara,
gözlerini kırpıştırarak baktığı günleri hatırlamayanlar var mıdır?

Issız bir yerde siğerken ''desturr'' diye seslenilerek meleklerin kaçışmasının sağlandığını,
kibritle oynamanın uyurken altınıza işeteceğini,
incir ağacına tırmanılmayacağını,
Makası açık bırakırsan kavga çıkacağını,
Namaz kılan babaannenin sırtına atlanılmayacağını,
Pilav yerken tabağında bıraktığın pirinç taneleri kadar çocuğun olacağını..

Yemediğin lokmalarının ardından ağlayacağını,
Gidenin peşinden su dökmenin kısa zamanda döneceği umutlarını beslediğini,
Ciklet çiğnersen sakallarının çıkmayacağını,
Yaramazlık yaparsan polislerin gelip babanı hapse götüreceğini,
Unutan yoktur sanırım yaşıtlarımızın arasında..

Okul ve iş kapısına sağ ayakla girmenin, tahtaya vurup kulak çekmenin, çekerken dudaklarımızın arasından ''cucuukk'' diye ses çıkarmanın pratik faydalarını nasıl inkar edebiliriz mutlu bir jenerasyon olarak.

Bir arkadaşım su içerken çömelir, elini başının arkasına koyarak aklının kaçmasını önlerdi!..
Ona öyle demişti anacığı, çaresiz çömelirdi çocuk!..
Köpek uluduğunda kalkıp terliklerin ters çevrilmesini istediklerini anlayamazdım ama korkar yapardım hemen.

Üstelik eve girince çıkardığın ayakkabın ya da terliğin ters durursa, hemen düze çevirme gerekliliği varken.
Köpeklerin gece serenatları tersine işletiyordu tradisyonları!..

Öyle yetiştirilmişlerdi ve öyle de korumaya çalışıyorlardı kendi çocuklarını türlü kötülüklerden.
Bacaklarımın arasından geriye bakma oyunu oynadığımda,
- Bakma öyle misafir getirirsin, hazırlığımız yok şimdi... derdi annem!!?

Dikeceği kumaşı keserken, yan odadan koştururdu beni ''kolay gelsin'' diye bağırtarak.
Kaybolan şeylerin hemen bulunmasını sağlayan duaları ezbere bilirdi eski kadınlar.

Olmasını istedikleri ivedi dilekleri gerçekleştiren bir ''Aceleci bacı'' vardı. Duasını gönderdin mi bizzat meşgul oluyordu.

Cenaze geçerken çoluk çocuk geceleri kestirmedikleri tırnaklarımızı saklardık nedense.
Sabahları yüzümüzü yıkamanın nedeni açılmak değil,
gece boyunca suratlarımız yalayan şeytanların salyasından arınmak içindi!..
 
Eski insanlar bu kerpiç evlerde nasıl yaşamışlar demekten kendimizi alamıyoruz ama o evlerde elektrik yok her oda,da akan çeşmeler yok geceleri gaz lambasının.başında oturan sevda yüklü mektuplar yazan insanlar teknolojiden eksiktiler belkide ama mutlu huzurluydular şimdi dünyanın öbur ucundaki kişiyle görüntülü konuşuyoruz nerde olursak olalım son model evler her oda,da sıcak soguk çeşmeler tv,ler dolaplar kısacası herşey var ama bu sefer huzur yok mutluluk yok mesafeler kısaldı insanlar birbirinden uzaklaştı gökdelenlerde oturanlar bir altındaki komşunu bilmiyor tanımıyor allah muhafaza hastalık olsa kimse gelip ne oldu diye bakmaz bile biz genel olarak son model yaşıyoruz ama insanlığımız bitti bizim saygı sevgi kalmadı büyük küçük kalmadı herşeyimiz eksik kaldı bizim
 
Ne tarihi eseri daha dünkü olay araştırsan doğuda evlerde hala kullanılıyordur
 
Eskiden çaldığında ne hızlı koşardık açmak için :)

1736949474821
 
Eskiden köylerde, her evin 🏠
Üç beş tane büyükbaş hayvanı olurdu...
O' hayvanlardan sağılan sütleri de,
Bu şekilde 👇
Süt makinesinde, kol gücü ile çevrilip,
Sütün yağlı ve yavan kısmı ayrıştırılırdı...
Yağlı kısmını yoğurt yapar, hem yerlerdi,
Hem de, yayıkta yayıp, tereyağı elde ederlerdi...
Sütün yavan kısmı ile de,
Çökelek ile ve peynir yapar, tüketirler di...
Artık,
Ne köylerde hayvan kaldı,
Ne de uğraşan...😟. 1000002280
 
Dos oyunları 3.5 - 5,25 vardı :)

1737002853130
 
Televizyon karıncalı, insan netti
Dertlinin derdi, dertsize dertti
Evcilik oyunu, oyundan ibaretti
Eskiden hayat daha güzeldi .

Büyüklere saygı çok büyüktü
Şimdi büyükler boynunu büktü
Elmalar elma, erikler erikti
Eskiden hayat daha güzeldi.....

Eksik olmazdı yatılı misafir
Hasta etmezdi ne çamur, ne kir
Zenginden daha çok gülerdi fakir
Eskiden hayat daha güzeldi....

Nineler göz nuru kazaklar örerdi
Abiler eskitir, kardeşler giyerdi
Mahalle dünya kadar bir yerdi
Eskiden hayat daha güzeldi..

Kavgalar nadir, küslükler günlüktü
Ev sobalı, merdiven altı kömürlüktü
Pantolon yamalı, nikahlar ömürlüktü
Eskiden hayat daha güzeldi... vesellam. ✍️ Mustafa yıldız
 
"Eskiden" Diye başlayan cümlelerin hepsi ağır özlem içerir..Çünkü biz eskiden daha mutluyduk..💕🎬🎥

Çiçek gibi giyinirdi bütün insanlar.
Pazeni kışın, basmayı yazın giyerdik.
Her bayram öncesi sevinçle gider
En güzelinden desen seçerdik.
Bayramlarımız bahar gibiydi.
Cıvıl cıvıldı bizim elbiselerimiz
Çiçek bahçesi gibiydi evlerimiz.
Yaşlılar siyah üstüne güllü giyerdi...
Köylüsü şehirlisi hepsi dikerdi.
Elbise de şalvar da nasıl güzeldi.
Nerede şimdi o fabrikalar.
Babamın giydiği o pijamalar
Sakız gibiydi o patiskalar.
Maziye gömüldü hep hatıralar.
"Bizim mutluluğumuz çok basitti.
Tencerede yemeğimiz olsun,
çıkında ekmeğimiz,
lambada gazımız,
ocakta çaydanlığımız,
yeter de artardı bile "

Muzaffer İzgü.

1933 te Kurulmuş Bir 'Basma-Fistan' Efsanesi Sümerbank...
Birkaç nesil güzelim Sümerbank basmaları ile dikilmiş elbiselerle büyüdü, çizgili pijamalarıyla uyudu.
Okul önlüklerimiz , ayakkabılarımız hep Sümerbank'tan alınırdı , kaliteli ve sağlamdı,
Vardır herhalde hâlâ kullanan..?
 
Sobalı günlerden ...

1737090619287
 
Sevgili @Afacan15
Lütfen konu başlıklarında veya konu içinde tamamı BÜYÜK HARF kullanmayalım.
(Şimdilik yazılı uyarı yapılmaktadır, düzeltilmemesi veya hatanın devamında puan uyarı sistemi uygulanacaktır.)
İyi forumlar.
@Laperdesi
 

Geri
Üst