Yinede severmisin?

Afacan15

Paylaşımcı
Katılım
9 Ekim 2024
Konular
64
Mesajlar
735
Tepkime puanı
1,028
YİNE DE SEVER MİSİN?

"Seviyorum" dediğin insanı, sadece öğlen on ikide değil, gece ikide, sabah beşte de sever misin?

Hastalanmıştır, yatak döşek yatmaktadır. Mutfağa girip ona çorba yapar mısın, sabaha kadar yanında oturup ateşine bakar mısın?

Fabrikadan çıkıp gelmiştir. Üstünde başında makine ve yağ kokusu. Terlemiştir, yorulmuştur, uykusamıştır. Sarılıp ona, terini yanağınla siler misin?

Kötü bir haber almıştır, kırılmıştır kolu kanadı. Onun kolu kanadı olur musun?

Sadece sevgilisi değil, anası, babası, yareni, dostu, sırdaşı da olur musun?

Sadece ‘’seviyorum’’ demekle yar sevilmez.
Zulanda sakladığın son nefesini ona verir misin?

***
Yatıyordur onkoloji servisinde.

Saçları dökülmüş, bir zamanlar nehir gibi çağlayan teni teni, bir yaprak gibi kurumuştur. Zayıflamıştır, kırılıp dökülmüştür.

Uzandığı yataktan tavanın beyazına bakmaktadır. Yatağının ucunda solmuş çiçekler, ilaç kutuları, kolonya, kitap, su, bir parça kuru ekmek…

Daha üç ay önce, Üsküdar Sahili’nde, eli elinde, dudağı dudağında değil miydi?

Rüzgarda saçları dalgalandıkça,senin de için erimez miydi?

Bak, seni büyüleyen o kocaman gözler ne kadar da ufalmış. O vakitler güneş doğardı o bakışlarda, şimdi gece inmiş kirpiklere...

O böyle ölümün koynundayken, sen yine de, ilişip yatağın ucuna, elinden tutar mısın, saçsız başını okşar mısın?

Nefesinde ilaç kokusu...
Dudakları çatlamıştır susuzluktan....

Yine de öper misin, sarar sarmalar mısın?

"Seviyorum" dediğin insanı, sadece öğlen on ikide değil, gece ikide, sabah beşte de sever misin?

***
İşten çıkartılmıştır.
Ne parası vardır ne de yiyecek yemeği.

Morali bozuktur. Günlerce evinden çıkmamıştır. Perdeleri, telefonları kapalıdır. En umutsuz haliyle gömmüştür kendini eski bir koltuğa. Sehpanın üstünde izmarit dolu küllükler, boş bira şişeleri...

Çalar mısın kapısını, başına omuz, gözyaşına mendil olur musun ona?

Sözü bitmiştir, söz,
hayali bitmiştir, düş olur musun?

Sonra, kolundan tutup sokağa çıkarır mısın? Ona gökyüzünü, bulutları, kuşları gösterip, kulağına şarkılar fısıldar mısın?

"Seviyorum" dediğin insanı, sadece öğlen on ikide değil, gece ikide, sabah beşte de sevebilir misin?

***
Günler sonra işkencelerden gelmiştir.
Kan ravan içindedir.

Kapında durmuş, bir dal gibi titremektedir.
Patlamış dudaklarında mor inleyişler...

Saçlarında kirli bir toka, gözleri kan çanağı, solmuş teni.

Ne bir söz, ne bir hareket.
Sadece bir boşluğa bakmaktadır.

Sızlıyordur ayak tabanları, kolları tutmaz olmuştur.

Sarılır mısın, hemen içeri alır mısın?

Ağlıyordur.
Ağrıyordur.

Banyoya götürür müsün?
"Bu da geçer." der misin?
Hem ağrıyan yerlerini öpüp, hem de yıkar mısın?

Sonra yatağına yatırıp, ona sevdiği şiirleri okur musun?
Ihlamur yapar mısın?

Uykuya dalar, kabuslar görür, kendini tutamaz, altını ıslatır. Yatağını yorganını değiştirir misin?

"Seviyorum" dediğin insanı, sadece öğlen on ikide değil, gece ikide, sabah beşte de sevebilir misin?

***
Kadındır,
rujsuz, rimelsiz, ojesizdir. saçlarının boyası gitmiş…

Erkektir,
saçı sakalı uzamış…

İnsandır,
tükenmiş, umudu kalmamış.

gülemiyor, sevemiyor, anlatamıyor…

Ağız olur musun?
El olur musun?
Ses, nefes olur musun?

Gelemiyorsa, ayak
Göremiyorsa, göz olur musun?

İnsan iyiyken, seveni çok olur.
İnsan güzelken, saranı sarmalayanı çok olur.

Mutluysa, herkes arkadaş, herkes dost.
Hali vakti yerindeyse, herkes akraba, herkes komşu.

Aşk şiirleri güzel gözlere yazılır, çiçekler omuza dökülen saçlara verilir. Sevişiliyorsa, geçen zaman hep güzeldir ve dert, tasa, keder yoksa, sevmeye bahane çok olur.

Sen, sevdiğini yoklukta ve hastalıkta da sever misin?

"Seviyorum" dediğin insanı, sadece öğlen on ikide değil, gece ikide, sabah beşte de sever misin?

t a m e r d u r s u n

#PaletimdeRenkler
 
Evet kesinlikle...
 
YİNE DE SEVER MİSİN?

"Seviyorum" dediğin insanı, sadece öğlen on ikide değil, gece ikide, sabah beşte de sever misin?

Hastalanmıştır, yatak döşek yatmaktadır. Mutfağa girip ona çorba yapar mısın, sabaha kadar yanında oturup ateşine bakar mısın?

Fabrikadan çıkıp gelmiştir. Üstünde başında makine ve yağ kokusu. Terlemiştir, yorulmuştur, uykusamıştır. Sarılıp ona, terini yanağınla siler misin?

Kötü bir haber almıştır, kırılmıştır kolu kanadı. Onun kolu kanadı olur musun?

Sadece sevgilisi değil, anası, babası, yareni, dostu, sırdaşı da olur musun?

Sadece ‘’seviyorum’’ demekle yar sevilmez.
Zulanda sakladığın son nefesini ona verir misin?

***
Yatıyordur onkoloji servisinde.

Saçları dökülmüş, bir zamanlar nehir gibi çağlayan teni teni, bir yaprak gibi kurumuştur. Zayıflamıştır, kırılıp dökülmüştür.

Uzandığı yataktan tavanın beyazına bakmaktadır. Yatağının ucunda solmuş çiçekler, ilaç kutuları, kolonya, kitap, su, bir parça kuru ekmek…

Daha üç ay önce, Üsküdar Sahili’nde, eli elinde, dudağı dudağında değil miydi?

Rüzgarda saçları dalgalandıkça,senin de için erimez miydi?

Bak, seni büyüleyen o kocaman gözler ne kadar da ufalmış. O vakitler güneş doğardı o bakışlarda, şimdi gece inmiş kirpiklere...

O böyle ölümün koynundayken, sen yine de, ilişip yatağın ucuna, elinden tutar mısın, saçsız başını okşar mısın?

Nefesinde ilaç kokusu...
Dudakları çatlamıştır susuzluktan....

Yine de öper misin, sarar sarmalar mısın?

"Seviyorum" dediğin insanı, sadece öğlen on ikide değil, gece ikide, sabah beşte de sever misin?

***
İşten çıkartılmıştır.
Ne parası vardır ne de yiyecek yemeği.

Morali bozuktur. Günlerce evinden çıkmamıştır. Perdeleri, telefonları kapalıdır. En umutsuz haliyle gömmüştür kendini eski bir koltuğa. Sehpanın üstünde izmarit dolu küllükler, boş bira şişeleri...

Çalar mısın kapısını, başına omuz, gözyaşına mendil olur musun ona?

Sözü bitmiştir, söz,
hayali bitmiştir, düş olur musun?

Sonra, kolundan tutup sokağa çıkarır mısın? Ona gökyüzünü, bulutları, kuşları gösterip, kulağına şarkılar fısıldar mısın?

"Seviyorum" dediğin insanı, sadece öğlen on ikide değil, gece ikide, sabah beşte de sevebilir misin?

***
Günler sonra işkencelerden gelmiştir.
Kan ravan içindedir.

Kapında durmuş, bir dal gibi titremektedir.
Patlamış dudaklarında mor inleyişler...

Saçlarında kirli bir toka, gözleri kan çanağı, solmuş teni.

Ne bir söz, ne bir hareket.
Sadece bir boşluğa bakmaktadır.

Sızlıyordur ayak tabanları, kolları tutmaz olmuştur.

Sarılır mısın, hemen içeri alır mısın?

Ağlıyordur.
Ağrıyordur.

Banyoya götürür müsün?
"Bu da geçer." der misin?
Hem ağrıyan yerlerini öpüp, hem de yıkar mısın?

Sonra yatağına yatırıp, ona sevdiği şiirleri okur musun?
Ihlamur yapar mısın?

Uykuya dalar, kabuslar görür, kendini tutamaz, altını ıslatır. Yatağını yorganını değiştirir misin?

"Seviyorum" dediğin insanı, sadece öğlen on ikide değil, gece ikide, sabah beşte de sevebilir misin?

***
Kadındır,
rujsuz, rimelsiz, ojesizdir. saçlarının boyası gitmiş…

Erkektir,
saçı sakalı uzamış…

İnsandır,
tükenmiş, umudu kalmamış.

gülemiyor, sevemiyor, anlatamıyor…

Ağız olur musun?
El olur musun?
Ses, nefes olur musun?

Gelemiyorsa, ayak
Göremiyorsa, göz olur musun?

İnsan iyiyken, seveni çok olur.
İnsan güzelken, saranı sarmalayanı çok olur.

Mutluysa, herkes arkadaş, herkes dost.
Hali vakti yerindeyse, herkes akraba, herkes komşu.

Aşk şiirleri güzel gözlere yazılır, çiçekler omuza dökülen saçlara verilir. Sevişiliyorsa, geçen zaman hep güzeldir ve dert, tasa, keder yoksa, sevmeye bahane çok olur.

Sen, sevdiğini yoklukta ve hastalıkta da sever misin?

"Seviyorum" dediğin insanı, sadece öğlen on ikide değil, gece ikide, sabah beşte de sever misin?

t a m e r d u r s u n

#PaletimdeRenkler
Evet tabiki
 
Sevmenin şivesi mi olurmuş...!
Ne olmuş ki..!
_ İstanbul'lu Seni Seviyorum,
_ Trabzon'lu Seni Seveyrum da,
_ Egeli Seni Sevip durum,
_ Elazığ'lı Ele Sevim,
_ Hakkari'li Ez ji te Hezdikim,
_ Ha bir de Trakya'lı Seviyom be ya ediyse...
Hangi şivede olursa olsun
Kalp ve gözler hep aynı şiveden konuşur.
AŞK denildimi
KALP her şiveyi doğru okur..!
 
~BİR AYLIK ÖMÜR ~

Hastahane kapısından çıktıklarında,adam hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.-"Oysa..Oysa daha birlikte yapacağımız ne çok şey vardı değilmi birtanem? -" dedi ve elleri tuttu eşinin.Filiz hanım ruh gibiydi o anlarda...Yaşları kırktı ikisininde.Ve basit bir check-up için gittikleri hastahanede, yakalandığı kanser hastalığının dördüncü evresinde olduğunu öğrenmek derinden sarsmıştı onu.Ayhan bey biran sildi gözyaşlarını.-"Tek bir an durmak yok bundan sonra. Seni ölüme böyle uğurlayamam.Bu zamana kadar yapamadığımız herşeyi yapacağız güzel gözlüm.Ve mutlu kapayacaksın hayata gözlerini... -" demiş ve ilk iş olarak çok istedikleri ama birtürlü işlerinden vakit ayırıp gidemedikleri lunaparka götürdü eşini...

Hep-" Ben girmeyi çok isterim ama korkarım-"dediği Korku tüneline el ele tutuşup birlikte girdiler.Sonra çarpışan araba, kamikaze,dönme dolap, atlı karınca... Hepsine tek tek bindiler.Filiz hanım ölümüde unuttu o anlarda. Ayrılığıda... O gün bir çocuk gibi eğlendiler...Bir tarafı hüzün kokan, mutlu bir çocuktular sanki.

İkinci gün yapmak istediği şeylerin başında gelen,orman gezisine götürmüştü Ayhan bey eşini.Sonraki gün ayvalıkta bir tatil köyüne gidip orada üç gün kaldılar... En çok yapmak istedikleri şeyleri yaparlarken, birbirlerine en çok söylemek istedikleri şeyleride söylemekte geç kalmak istemediler... Ayhan bey iki kamera aldı.Ve geriye kalan yirmi günlük sürede birbirlerine bu güne kadar söyleyemedikleri ne varsa, cümlelerine dökerek söylemek istemişlerdi...Günü gününe kayıt yapacaklardı o günden sonra ...

Ayhan bey eşine son günlerini mutlu yaşatmaya çalışırken, bu gerçeğe birbirlerini alıştırmak için Filiz hanımdan bir ricada bulundu.O öldükten sonra nasıl yaşamasını, hayata nasıl alışmasını istediğini anlatmasını istedi biricik karısından... Filiz hanım yaşlı gözlerle- "Ben olsam memleketime taşınırdım. Çocukluğumun geçtiği o kırlarda biran olsun senin yokluğuna alışmaya çalışırdım.Sonra orada kırların içinde, derenin kenarında bir ağaç kulübe yaptırır, orada tavşan ve tavuk beslerdim...Geride kalan ben olsaydım böyle yapardım herhalde...Çok istesekte çocuğumuz olmadı. Ne yapalım nasip değilmiş.Kimsesizler yurdunda evlatlık edineceğimiz mavi gözlü o prenses kadar güzel kızı hemen yanıma alırdım senin acını yüreğimde dindirebilmek için.Ve çok sevdiğimiz Zeki Müren plaklarını dinleyerek geçirirdim günlerimi... Ve senin için dua ederek- "Hıçkırıkkarı sözlerini bölmüştü Filiz hanımın.Sonra ise eşinin gözlerine bakarak güçlü olmaya çalıştı...Ve-"Sen böyle yap olurmu.Ben ölür ölmez o mavi gözlü kızı evlatlık olarak al.Bilirim yokluğuma bir gün bile dayanamazsın. O küçük kız sana güç versin... Bizim için bak ona ne olur.Bağrına bas... -" demişti...

Ayhan bey daha fazla üzmek istemedi eşini. Ve tıpkı o nasıl istiyorsa, eşi vefat ettikten sonra öyle bir hayat kuracağına dair söz verdi.Arkasını dönüp yurdun müdürünü ararken,ne büyük bir azap çekiyordu yüreği.. Canından çok sevdiği eşiyle bunları konuşmak ruhuna ızdırap veriyordu.Ve müdürle konuşup anlaşmış, sonra ise koşarak eşinin gözlerindeki yaşları silip, kalan günlerini en güzel şekilde yaşamaya devam etmişlerdi...

Geriye on gün kaldığında büyük bir korku kaplamıştı ikisininde içini.Ayrılığın korkusu... Buram buram burunlarında hissediyorlardı o kokuyu.Ve hergün yaşayamadıkları ne varsa yaşamaya devam ediyorlardı.Yedi gün kaldığında Uludağda kayakta, beş gün kaldığında ise gemiyle deniz turundaydılar... Üç gün kaldığında ise bir dağ başında kiraladıkları dağ evine kapattılar kendilerini.Her gün büyük bir özenle birbirlerinden biraz uzaklaşıp kameralarına kayıt yapmayıda ihmal etmiyorlardı..

İki günü yeşilliğin içinde el ele vakit geçirerek bitirdiler... İkiside ne çok severdi yeşili ve doğayı... Son gün yürekleri yerinden fırlayacak gibiydi sanki.Ayhan bey,günün akşamı"-Hadi hiç korkma olurmu? Şimdi uyuyacağız ve herşey kolayca olup bitecek.Sen belki birdaha uyanmayacaksın.. Açamayacaksın gözlerini ama, cennette buluşacağız inşaallah birtanem.Hemde hiç ayrılmamacasına..-"dediğinde ellerini sıkı sıkıya tuttular birbirlerinin...

Filiz hanım başını, eşinin dizlerine koydu.Son kez hayata gözlerini kapatırken eşinin kendisine söylemek istediklerini kaydettiği videoyu izlemeyi unuttuğunun farkında bile değildi. O an sadece eşi Ayhan beyin gözyaşları yanaklarından süzülüp alnına düştüğünü hissetmişti....

Ve sabah olduğunda gözlerini açtı Filiz hanım.Biran garipsedi bu durumu... Ölmemişti işte....Başını eşinin dizlerinden kaldırdığında,sevinç çığlıkları atmak geldi içinden... Eşinin yanaklarını öperek uyandırmayı tercih etti. Fakat bir soğukluk hissetti teninde... İçini bu defa daha büyük bir korku kapladı.Delarca sarstı Ayhan beyi, kendine gelmesi için... Bağırdı çağırdı... Belki on beş dakika sonra öldüğünü anlamıştı.Çığlıklar attı... En sonunda bir köşeye yığılıp kalmış gözleri cansız bir halde çekyatta yatan eşine sabitlenmişti... Yanıbaşında duran televizyonda açık kalan bir videonun dönüp durduğunu anlayınca istemsizce ona odaklandı... Ve biranda ekranda eşi Ayhan belirdi. Ve gülümseyerek şu cümleleri kurmaya başladı:

- "Gözlerine bakmaya kıyamadığım Filizim... Ne olur bana kızma bu oyun için.Sana bir ay sonra öleceğimi, girdiğimiz check-up da kanserin son evresine yakalananın ben olduğumu asla söyleyemezdim.Yokluğuma dayanamaz, erir biterdin bu otuz gün içinde biliyorum... Bu yüzden senin en kötü duruma kendini alıştırabilmen için böyle bir oyun oynadım sana.Ne kötüsüne alışırsam, ölümüm sana biraz daha kolay gelirdi çünki... Otuz gün boyunca seninle bu hayatta yapmak isteyip yaşayamadığım şeyleri yapalım istedim.Çünki bir gün olsun şu hayatta istediğin şekilde yaşatamadım seni. Seni mutlu görmeden ölürsem gözlerim açık giderdi... Bana, ölürsem yokluğuna nasıl dayanacağını anlattın uzun uzun...Memleketinde, söylediğin kırlardaki derenin yanında kuluben hazır...Tavuk ve tavşanlarında çok güzel iki kümeste, kulübenin hemen yanıbaşında senin onları beslemeni bekliyorlar... Ahiretliğin Sevcan benim acımı biraz olsun dindirecek mavi gözlü o küçük kızla seni bekliyor.Zeki Müren plakların ise salonda, sehpanın üzerinde.... Seni sevmeye doyamadım hiç bu dünyada... Eşin Ayhan...-"...
 
GÜL'e sormuşlar...?
Seni yaşatan SU mu ...?
Hava mı...? diye...
GÜL ...
Onlardan daha önemli bişey var demiş...
Peki ...
Su'dan ve Hava'dan
Daha önemli ne olabilir ki demişler...?
GÜL'ün cevabı çok düşündürücü
ve bi o kadar da güzelmiş...
BEN...💐
SEVGİ ile YAŞARIM demiş...
Beni gerçekten seven...
Bana her şeyi zaten verir demiş...

Alıntı

Değerli Dostlarıma 💙

Bi ☕Sevgiyle🌹🌷
 
BİR KOCA EŞİNE NASIL DAVRANMALIDIR?

Bir koca karısına her zaman saygı duymalı ve onu yakın çevresindeki insanlardan gelen saldırılara karşı korumalıdır..
Bir koca ailesine ve arkadaşlarına, karısı ve evliliği söz konusu olduğunda, asla geçemeyecekleri kırmızı bir çizgi olduğunu uyarmalıdır..
Bir koca eğer taraf tutmak zorunda kalırsa her zaman karısının tarafını tutmalıdır..
Evlenip, birbirinize "Evet" dediğiniz günden itibaren karınız, anne babanızın, arkadaşlarınızın ve kardeşlerinizin yerini almalıdır..
Evlendiğinizde hayatınızdaki en ayrıcalıklı birinci kişi eşiniz olmalı ve onu her ortamda onurlandırmalıdır.
Bir koca her zaman, özellikle annesinin yanında iken karısına sevgiyle, hürmetle davranmalı ve onu ailesine asla ezdirmemelidir...
Ve bir koca eşine sadık olmalı, ona evin bir hizmetçisi gibi değil bir kraliçesi gibi davranmalıdır..

Yazar Metin Görünmez ❤️
 
Gidene kal demeyeceksin!
Gidene kal demek zavallılara,
Kalana git demek terbiyesizlere,
Dönmeyene dön demek acizlere,
Hak edene git demek asillere yakışır.
Kimseye hak ettiğinden fazla değer verme!
Yoksa değersiz olan hep sen olursun.
Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin.
Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin.
Uçmayı biliyorsan, düşmeyi de bileceksin.
Korkarak yaşıyorsan,
yalnızca hayatı seyredeceksin....
Friedrich NİETZSCHE. 1000008814
 
GÜZELLİĞİN ON PAR'ETMEZ

Güzelliğin on par'etmez
Şu bendeki aşk olmasa
Eğlenecek yer bulaman
Gönlümdeki köşk olmasa

Tâbirin sığmaz kaleme
Derdin dermandır yâreme
İsmin yayılmaz âleme
Âşıklarda meşk olmasa

Kim okurdu kim yazardı
Bu düğümü kim çözerdi
Koyun kurt ile gezerdi
Fikir başka başk'olmasa

Güzel yüzün görülmezdi
Bu şak bende dirilmezdi
Güle kıymet verilmezdi
Âşık ve maşuk olmasa

Senden aldım bu feryâdı
Bu imiş dünyanın tadı
Anılmazdı Veysel adı
O sana âşık olmasa



 
Aslında hiç kimse sevmedi,
Bir ben sevdim seni...
Severmiş gibi değil,
Kana kana sevdim seni.
Tıka basa sevdim...
Dolu dolu sevdim...
Aslında kimse sevmedi seni,
Sevmekten çekindi
Oysa ben;
Yana yana sevdim seni...
Bile bile sevdim...
Aklımdan zorum var gibi,
Aklıma silah dayanmışcasına,
Mecburmuş gibi,
Ve başka çarem yokmuşcasına,
Bir ben sevdim seni...

Aslında bir sen sevmedin beni,
Herkesi sevdiğin gibi...

Can Yücel
 
GERÇEK BİR ERKEK...

Gerçek bir erkek kadınının vücudundaki çatlak ve kırışıklıklara bakmadan onu baştan aşağı olduğu gibi sevmesini bilir..
Kadınının kusurlarını görmez ve onu asla geçmişiyle yargılamaz..
Gerçek bir erkek kadınını her gün sever hatta ayın o günlerinde bile.
Kadınının özgürlüğünü asla kısıtlamaz..Eşinin aklını, hedeflerini, hırslarını ve bir kadını "mükemmel" yapan her detayını sever...
Kadınıyla ilgili hiçbir şeyi değiştirmek istemez; sadece onun gelişmesine yardımcı olur...
Gerçek bir erkek kadınına kanat verir, onları kesmez. Tökezlediğinde elinden tutar, acılara dayanamadığında ağlaması için omzunu, güvende hissetmediğinde kollarını ve üşüdüğünde sıcaklığını verir..
Gerçek bir erkek kadınını olduğu gibi koşulsuzca sevendir.En parlak anlarında ve en karanlık anlarında bile kadınını yanındadır Ve kadınını her zaman dünyanıni tek ve en güzel kadını olduğunu hissettirir..

Yazar Metin Görünmez
 
GERÇEK BİR ERKEK...

Gerçek bir erkek kadınının vücudundaki çatlak ve kırışıklıklara bakmadan onu baştan aşağı olduğu gibi sevmesini bilir..
Kadınının kusurlarını görmez ve onu asla geçmişiyle yargılamaz..
Gerçek bir erkek kadınını her gün sever hatta ayın o günlerinde bile.
Kadınının özgürlüğünü asla kısıtlamaz..Eşinin aklını, hedeflerini, hırslarını ve bir kadını "mükemmel" yapan her detayını sever...
Kadınıyla ilgili hiçbir şeyi değiştirmek istemez; sadece onun gelişmesine yardımcı olur...
Gerçek bir erkek kadınına kanat verir, onları kesmez. Tökezlediğinde elinden tutar, acılara dayanamadığında ağlaması için omzunu, güvende hissetmediğinde kollarını ve üşüdüğünde sıcaklığını verir..
Gerçek bir erkek kadınını olduğu gibi koşulsuzca sevendir.En parlak anlarında ve en karanlık anlarında bile kadınını yanındadır Ve kadınını her zaman dünyanıni tek ve en güzel kadını olduğunu hissettirir..

Yazar Metin Görünmez
ilk satıra baktımda yani şimdi toplumda ki erkeklerin büyük bir çoğunluğu 90 yaşında ki buruşmuş nineleri sevmediği için gerçek erkek olmuyormular yada severlerse birazcık sapık olmuyormular
 
Segi kayıtsız şartsız özveride bulunmak değildir
 
Kaybetmek istemediğin kadını, Yokluğuna alışacak kadar
Yalnız bırakma...!!
SEVİYORSAN eğer….
Basit tartışmalardan sonra,
Onu aramamakla cezalandırma.... GURUR yapma..!! Ne yazık ki, gurur aşkın düşmanıdır. Aşkın avaz avaz bağırdığı yerde gurur susarmış...
Bir kadın sevdiği insanın sesini Duymamaya alışırsa eğer,
Daha sonra duymaya
Tahammül edemez...
Çünkü kadını bağlayan şey
Ne kadar sevildiği değil,
Ne kadar sevdiğidir....
Sen ne kadar seversen sev....
Onun sevgisi bittiğinde...
HER ŞEY BİTMİŞ DEMEKTİR.
 
Aşkın gerçekleri
Kadın erkeğe aşık olur
Erkek aşka aşık olur
 
--HÂLMİ BIRAKTIN --
Seni sevdiğime pişman eyledin
Bende sevecek halmi bıraktın
Seviyorum dedin terk edip gittin
Bende sevecek halmi bıraktın

Derdimi anlatım gözüme baktın
Zehirli kancanı boynuma taktın
Çok yemin edipde canımı yaktın
Ayağa kalkacak halmi bıraktın

Her iki gözümden akan yaşımı
Tersine çevirdin benim işimi
Ağrıdan kurtulmaz ettin başımı
Bağrıma basacak yüzmü bıraktın

Munisemde sevecek garip halini
Tutamaz ettin cahil gene dilini
Harama uzatma bari kirli elini
Dilimden düşecek sözmü bıraktın

6. 2 . 2025. ŞUBAT
GURBET ÇİLESİ
ŞAİRE MÜNİSE AKTEPE (81)
 
Seni niye cok sevdim
Dinle bak
Başliyorun anlatmaya...
Çünkü senin yüreğime,
Dördüncü cemre gibi düşmeni
Sevdim
Çünkü herkesi,herşeyi unutturup
Hafızamı berraklaştırmanı sevdim.
Çünkü omuzlarında taşıdığın
ve sadece benim görebildiğim
O bir çift kanadınla
Kelebeğim oluşunu sevdim
Çünkü adının geçtiği heryerde,
Kalbimdeki ani ritim değişikliğine
Sebep oluşunu sevdim
Çünkü tüm umutlarımı bir bir
Yaktığım bir gecede.
Karşıma çıkışını sevdim
Şimdi yasla o kutsal omuzlarını sineme,
Cenneti koklayarak
Öpeyim hasret ceken o gozlerinden 💔
 

Geri
Üst