Şabanoğlu Şaban Filmi Hakkında Goygoy...

Thanos

Paylaşımcı
Katılım
28 Aralık 2024
Konular
58
Mesajlar
750
Tepkime puanı
1,243
Selamlar.

Hani filmde şöyle replikler geçiyor;

- Dur! Kimdir O?!
Parola!
+ Benim evladım, Kumandanın Hüsamettin!
- Ahh! Canım Kumandanım, gecenin bu vakti sokakta ne işin var?
+ Şöyle, biraz dolaşayım, dedim de...


'' Şöyle, biraz dolaşayım, dedim de...'' 🤨 Banan hiç inandırıcı gelmedi! :ROFLMAO:

Soru şu; Sizce Kumandan Hüsamettin gecenin o vakti sokakta ne arayordu?

Düşmana bilgi mi sızdırıyordu?

Filmden ve hikyaeden bağımsız, hayal-gücünüzü kullanın! ;)

 
Sorudan bağımsız olarak belirtmek isterim ki Şabanoğlu Şaban filmi bana göre Türk Sinema Tarihinin salt komedi olarak Tosun Paşa filmi ile beraber en iyi iki filminden biridir. Özellikle filmin ilk 15 dakikalık askerde geçen bölümü en komik bölümdür. Keşke tamamı askerde geçen bir film yapsaymış aynı kadro.
 
Sorudan bağımsız olarak belirtmek isterim ki Şabanoğlu Şaban filmi bana göre Türk Sinema Tarihinin salt komedi olarak Tosun Paşa filmi ile beraber en iyi iki filminden biridir. Özellikle filmin ilk 15 dakikalık askerde geçen bölümü en komik bölümdür. Keşke tamamı askerde geçen bir film yapsaymış aynı kadro.
Yok öyle'' Sorudan bağımsız'' diyip edabiyat yaparak, kaçmak... Zekanı kullanarak mizahi bir cevap vermeni bekliyoruz. :D
 
Belki uyanık 3 kişi bulabilirim diye dolaşıyordu. Okey için 4 kişi lazım ya ;)
Muharebede de ilk önce o yaralanıyordu, yaranlamadığı halde. Bir de Şaban, düşman çadırına giderken de; o'nun çadırına giriyordu.
Kesin ajandı. :ROFLMAO:
Belki de zamparalıktan geliyordu gece o saatte. Bakışlarına baktığında bir şey sakladığı belli. :)
 
Muharebede de ilk önce o yaralanıyordu, yaranlamadığı halde. Bir de Şaban, düşman çadırına giderken de; o'nun çadırına giriyordu.
Kesin ajandı. :ROFLMAO:
Belki de zamparalıktan geliyordu gece o saatte. Bakışlarına baktığında bir şey sakladığı belli. :)
Sargılı eliyle tel çitleri aşması bu ihtimali biraz azaltıyor gibi :)
 
Şabanoğlu Şaban (1977), Kemal Sunal'ın simgeleşen karakterlerinden biri olarak Türk sinema tarihinde önemli bir yere sahip. Ertem Eğilmez’in yönetmenliğinde çekilen film, dönemin "köyden kente göç", "yeni askerlik düzeni", "otoriteyle çatışan saf halk" gibi temalarını hem komedi hem de karikatürize tiplemelerle birleştirerek sinemaseverlere ulaşmıştı. Ancak filmin üzerinden neredeyse yarım asır geçmişken, bazı noktaları yeniden değerlendirmek de kaçınılmaz hale geliyor.

Filmin merkezindeki Şaban karakteri, 1970'lerde halkın kendini bulduğu "mazlum ama temiz kalpli" figürün sinemadaki yansımasıdır. Ancak bu karakterin sürekli aynı şablonla sunulması, filmin ilerleyen bölümlerinde yaratıcılığını sorgulatır hale getiriyor. Espriler, çoğunlukla duruma bağlı tepkilere ya da yanlış anlaşılmalara dayalı. Bir süre sonra bu durum, karakterin gelişmesini engelleyen, neredeyse yapay zekâya verilmiş komutlar gibi işleyen bir tekrara dönüşüyor.
Halit Akçatepe, Şener Şen ve diğer usta oyuncular, filme derinlik katmaya çalışsa da senaryonun sunduğu imkanlar oldukça sınırlı. Otoriteyi temsil eden komutanlar hep kaba, emir kipiyle konuşan, çoğu zaman karikatürleşmiş tiplerdir. Kadın karakterler ise neredeyse yok denecek kadar azdır ki bu da dönemin Türk sinemasındaki kadın temsiline dair büyük bir soruna işaret eder.

1970'lerin siyasi karmaşasında halkın içini ferahlatan bir kaçış filmi olarak başarılı olabilir. Ancak bugünden bakıldığında, "saf halk çocuğu" mitinin sürekli yeniden üretimi, toplumsal gelişimden çok statükonun sürdürülmesine hizmet eder hale gelmiştir. Bu tür filmler, güldürürken düşündürmeyi değil; düşündürmeden avutmayı tercih etmiştir.

Film yüzeyde askeri düzeni ve bürokratik saçmalıkları eleştiriyor gibi görünse de, bu eleştiriler çoğunlukla dişsiz kalıyor. Mizah, eleştiriyi tam anlamıyla sırtlanmak yerine örtmeye, yumuşatmaya hizmet ediyor. Şaban karakteri her seferinde sisteme "uyum sağlamak" zorunda kalıyor yani değişen bir düzen değil, eğilen bir birey görüyoruz.

Şabanoğlu Şaban, Türk sinemasının kült yapımlarından biri olabilir; ancak bu, onu eleştiriye kapalı bir "dokunulmaz nostalji" nesnesi haline getirmemelidir. Filmin sahip olduğu tarihi değer tartışılmaz, ama anlatısal derinlik, toplumsal yansıtma gücü ve karakter inşası açısından bugünün izleyicisini tam olarak doyurduğu söylenemez.

Eğer bu film Türk sinemasının bir dönemine ayna tuttuysa, o aynayı bugün tekrar elimize almalı ve neyi yansıttığını yeniden sorgulamalıyız.
 
Şabanoğlu Şaban (1977), Kemal Sunal'ın simgeleşen karakterlerinden biri olarak Türk sinema tarihinde önemli bir yere sahip. Ertem Eğilmez’in yönetmenliğinde çekilen film, dönemin "köyden kente göç", "yeni askerlik düzeni", "otoriteyle çatışan saf halk" gibi temalarını hem komedi hem de karikatürize tiplemelerle birleştirerek sinemaseverlere ulaşmıştı. Ancak filmin üzerinden neredeyse yarım asır geçmişken, bazı noktaları yeniden değerlendirmek de kaçınılmaz hale geliyor.

Filmin merkezindeki Şaban karakteri, 1970'lerde halkın kendini bulduğu "mazlum ama temiz kalpli" figürün sinemadaki yansımasıdır. Ancak bu karakterin sürekli aynı şablonla sunulması, filmin ilerleyen bölümlerinde yaratıcılığını sorgulatır hale getiriyor. Espriler, çoğunlukla duruma bağlı tepkilere ya da yanlış anlaşılmalara dayalı. Bir süre sonra bu durum, karakterin gelişmesini engelleyen, neredeyse yapay zekâya verilmiş komutlar gibi işleyen bir tekrara dönüşüyor.
Halit Akçatepe, Şener Şen ve diğer usta oyuncular, filme derinlik katmaya çalışsa da senaryonun sunduğu imkanlar oldukça sınırlı. Otoriteyi temsil eden komutanlar hep kaba, emir kipiyle konuşan, çoğu zaman karikatürleşmiş tiplerdir. Kadın karakterler ise neredeyse yok denecek kadar azdır ki bu da dönemin Türk sinemasındaki kadın temsiline dair büyük bir soruna işaret eder.

1970'lerin siyasi karmaşasında halkın içini ferahlatan bir kaçış filmi olarak başarılı olabilir. Ancak bugünden bakıldığında, "saf halk çocuğu" mitinin sürekli yeniden üretimi, toplumsal gelişimden çok statükonun sürdürülmesine hizmet eder hale gelmiştir. Bu tür filmler, güldürürken düşündürmeyi değil; düşündürmeden avutmayı tercih etmiştir.

Film yüzeyde askeri düzeni ve bürokratik saçmalıkları eleştiriyor gibi görünse de, bu eleştiriler çoğunlukla dişsiz kalıyor. Mizah, eleştiriyi tam anlamıyla sırtlanmak yerine örtmeye, yumuşatmaya hizmet ediyor. Şaban karakteri her seferinde sisteme "uyum sağlamak" zorunda kalıyor yani değişen bir düzen değil, eğilen bir birey görüyoruz.

Şabanoğlu Şaban, Türk sinemasının kült yapımlarından biri olabilir; ancak bu, onu eleştiriye kapalı bir "dokunulmaz nostalji" nesnesi haline getirmemelidir. Filmin sahip olduğu tarihi değer tartışılmaz, ama anlatısal derinlik, toplumsal yansıtma gücü ve karakter inşası açısından bugünün izleyicisini tam olarak doyurduğu söylenemez.

Eğer bu film Türk sinemasının bir dönemine ayna tuttuysa, o aynayı bugün tekrar elimize almalı ve neyi yansıttığını yeniden sorgulamalıyız.
Kanuya katkınızdan dolayı teşekkür ederiz, sayın @MAYDONOZ :)
 

Geri
Üst